Üniversite
denince akla gelen vizeler ve finaller adlı bir dizi sınav maratonunu, dönem
bazlı bakıldığında iki aşamalı sınav düzeninin ilki olan vizelerin(sınavların) son
sınavına girdim. Yani üniversite hayatımın nasipse son vizelerine girerek
üniversite hayatımın, öğrencilik yıllarımın artık bitiyor hissini derinine
yaşadım. Genelde bir dizi önyargı ile beraber korkuları barındırarak
üniversiteye başlayan ben gibi arkadaşların ‘’ Üniversite bitmezz yaaaa!! ‘’
kafasıyla kurdukları cümleleri birçok kez kurarak hazırlıkla birlikte 5 yıllık
serüvenin sonuna adım adım yaklaştım kısacası…
Bitiyor
olmasından mıdır? Yâda son sınıf olmanın rahatlığından mıdır? Anlayamadığım bir
rahatlıkla hazırlandım vizelere. Tabii ki de her üniversiteli gencin yapmış
olduğu gibi bende önceki dönemdeki yani üst sınıf veya dersleri alan
arkadaşlara sınavlar hakkında bir şeyler sorarak ön fizibilite çalışmasını
başarıyla tamamladım genç bir mühendis adayı olarak JJJ. Kısaca
anlatmak gerekirse her sınav döneminde yapmış olduğum 15 günlük gün gün ders
çalışma programı, konular, ne sorulur, nerden çıkar vs vs. ( Her Türk Gencinin
yapmış olduğu hazırlığı J
J ) yaparak sınavlara
tam kıta hazır vaziyette bekledim. Sağ olsunlar Araştırma görevlileri de çok
güzel, rahat bir sınav programı hazırladıkları için rahat bir kafayla,
hayatımdaki en değişik, en rahat, en tarifi olmayan duyguları barındıran bir
sınav dönemi geçirdim. Sınav sonuçları daha açıklanmadı daha ama umarım güzel
notlar alırım. ( Âmin dediğinizi duyar gibiyim. J
Sağ olun. )
Şimdi
gelelim kuru fasulyenin yararlarına! ( Böyle bir cümle ile oldum olası hep bir
giriş yapmak istemişimdir. Ahandaaa yaptım. J
) Şaka bir tarafa okul yıllarında, hayatımız da, bu düzende, işte, evde ve daha
birçok şeyde fark etmeden hep bir korku ile yaşıyoruz, zamanımızı tüketiyoruz. İlkokula
başlarken korkuyoruz, Lise sınavlarına hazırlanırken korkuyoruz, Üniversite
sınavlarına hazırlanırken korkuyoruz, Okurken korkuyoruz, Başlarken biterken
kısacası okul denilen eğitim öğretim denilen yılların her saniyesinde
korkuyoruz!!! Aslında korkmamamız gerekir! Sizlere ve kendime de kızmıyorum
aslında çünkü çok değişik bir eğitim sistemiyle büyütülüyoruz ve
yetiştiriliyoruz. Klasikleşen eğitim sistemimiz bla bla bla. Kendi eğitim ve
öğretim yıllarıma baktığımda gerçekten de ezbere dayalı bir sistemle yetiştiğimi
bir yerde fark ederek ve kendi kendime bazı şeyleri öğrenmeyi seçtim. Şimdi de
iyi ki yapmışım diyorum! Hiç kimseye de kızmıyorum çünkü herkes seçimleriyle
yaşar bu hayatta! Yalnız şu tavsiyem
olsun sizlere! Eğitim günden güne gelişen, çağına ayak uyduran, geçmişini, örf
ve adetini unutturmayan, çağının ilerisine hedefler konulmuş, insanlık için
iyiliği, doğruyu dürüstlüğü, yanlışa yanlış diyebilmeyi, geçmişini unutturmayan
ve kendinizden çok başkası için mantığıyla yer edinmiş olan bir olgu olsun
kafanızda!!! Yoksa Eğitim sadece bir Eğitim olur. Pavlov’un Köpeği gibi
bir düzen aslında düşünüldüğünde! ( Düşünün!) Bunun dışına çıkmak gerekiyor
öncelikle kafamızda. Hayatımızı ve tüm yaşantımızı para, ev, araba odaklı kuruyoruz
genelde. Tamam katılıyorum bunlar ihtiyaç ama her şey ama her şey bunlardan
ibaret mi olmalı? Bence olmamalı…
Aslında sizlerde kabınızdan taşmak, istediğiniz o hayatı yaşamak
istiyorsunuz. Ama hep bir şeyleri bahane göstererek! Temel ve en basit olarak
ta en zulüm gelen, en kolay olan yolu gösteriyorsunuz! Bunu yapmamayı seçin!!!
Çok
konuştum galiba olsun konuşmak iyidir hele ki bu dönemlerde. ;) Üniversite
okuyan ya da okuyacak olan arkadaşlara birkaç tavsiye de bulunarak sözlerimi
bitirmek istiyorum.
Öncelikle ne için okumak
istediğinizi en başında kafanıza sokun. İstediğiniz bir bölümü okumak için,
hayallerinize ulaşmak için doğru tercihleri yapın, seçimlerinizi buna göre
şekillendirin. Yoksa zulüm gibi gelir en güzel yıllar aslında. Üniversiteniz,
Bölümünüz standart klasik yani sizi rahatsız eden bir eğitim veriyorsa bunu
kırmaya çalışın. Sivri biri olun muhakkak sizleri birileri dikkate alacaktır.
Kendinize sürekli bir şeyler katacak, ufkunuzu açacak, sürekli herkese yararlı
olabileceğini düşündüğünüz her şeye katılmaya çalışın. (Yoksa bir kafede elinizde telefonla,
arkadaşlarınızla hiç konuşmadan saatleri geçirdiğinizi göreceksiniz.) Asosyal
olmakta bir seçimdir ama olmamayı deneyin. Bir sürü farklı yaşantı ve kişilik
sizlere muhakkak bir şeyler katacak, hayatınız da tecrübeleri barındıracaktır.
Kusura bakmayın daha fazla uzatıp hayat dersi vermek ya da yaşam koçluğu yapmak
istemiyorum. Kısacası zaten bu yazıyı baştan sona okuyan İşi biliyordur ;))) Bilenler
bilmeyenlere elden ele ulaştırsın hadi bakim ...
'' Bu ara da Sınav Testmiş! :))))))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder