Merhabalar Saygı Değer Okuyucular;
Blogumu uzun bir süre aktif olarak kullanmadığımı bilmekle beraber, tematik olarak değişkenliğe giderek sizinde beğeneceğiniz bir site tasarımıyla başlamayı uygun gördüm. Uzun bir süredir yazmamamın sebepleri sanırsam iş hayatı, zaman ayıramamak, yazacak bir şey bulamamak, hayatın oyunları vs vs vs .
Bu günler de baş belası olan Covid-19 virüsü ile birlikte , yetkililerimizden gelen #Evdekal uyarıları neticesinde evde kalarak uzun bir süre (14 gün gibi) kendimizi her şeyden izole ettik. Gerçi ''izole etmek '' tabiri de bu günlerde mesleğim olan Enerji Sistemleri Mühendisliği bölümünün alt dallarından biri olan izolasyon konularıyla bire bir örtüşmekte ve bir kez daha beni içten yaralamaktadır. Son aylarda değerli annemde peyda olan akciğer zarı kanseri ( 1. Evre tümör) hastalığının sebeplerinden biri olan ve geçmişte yaşadığı yerde ( Elazığ Maden Köyleri) var olan asbesttin (ısı izolasyon malzemesi) zararlarının daha o günlerde konuşulmadığı, kullanımdan dolayı belirli bir yaş ile vücutta belirtilerini gösteren bu illet hastalığın, mesleğimle birlikte tekrardan önüme çıkması galiba bu bir mesaj dedirtiyor bana. Neyse ki her şey şuan için seyrinde gidiyor diye biliyorum...
Hayattan, işten, arkadaşlıktan, sokaktan, denizden, temiz havadan, toplu taşımadan bla bla bladan... izole olduğumuz bu günlerde kitaplara, kitaplarıma vakit ayırmak istediğimi ihtiyaç sayarak, Isparta da üniversite okurken bir kitap fuarında almış olduğum ve okumaya o zaman ayırmadığım bir kitabı elime aldım. Yazarlarının Serkan İnci ve Umut Kullar olarak gördüğümüzde sanki bir yerden ismen tanıdık geliyor dediğimiz, kitabın ön yüzüne bakınca hafif bir bohem hava katan, aslında ilgiyi uzaklaştıran bir kapak tasarımıyla, bir ipe mandallanmış '' İnsanlığa Lanet'' kitap ismini görüyoruz. Bu ipte ayrıca bir baykuş ve bu baykuşta '' İnci Sözlük, İnci Sözlük ...'' diye bağırıyor bizlere...
Arka kapakta kitabın içeriğinde yer almayan, içerikte hiç katlılarını göremediğim ama sanırsam desteklerinden ötürü teşekkür etmeden olmaz dercesine Şahan Gökbakar, Atilla Taş, Okan Bayülgen gibi ünlü isimleri karikatürize eden bir ip seramonisi devam ederek mandallamaya devam ettiğini, kitabı bitirdiğimde '' Bunlar hep yalakalık! '' dedim .
Kitaba şok oldum!! Mütişlikten, içerikten, anlatılanlardan, yazılanlardan falan değil gerçekten şok oldum!!! Ben bunu neden okudum ve okuduktan sonra bende ne uyandırdı diye düşündüm. Kocaman bir hiç dedim. Bu kadar yazmak için yazılan kocaman '' Baba siz ne kullanıyorsunuz? '' dediğim bir kitap !! Popüliriteden dem vurdukları , geleni geçeni eleştirdikleri, aynı zamanda çoğu kez Şeyma Subaşının yazdırdığı kitaptaki içerik gibi '' Aga ne farkınız var ki ? Laf kalabalığı yaptığınız ve İtalyan dizileri gibi kendi platformunuzla yaşadığınız saçmalıklardan bize ne !! dediğim ve ikisini de aynı kefeye koyduğum bir kitap olmuş. Bu kadar farklıyız, biz farklıyız, biz farklı jenerasyonuz, biz sorguluyoruz, biz dayatmalardan sıkıldık diye platformlarında insanların özgürce konuştuğu ve bu platforma ön ayak olan arkadaşların bu kitabı yazmalarına gerek yoktu. En azından yazmak için yazılmalıydı.
İnsanlığa Lanet adlı bu eser iki bölümden oluştuğu ve iki bölümü de iki ayrı yazarın yazmış olduğunu başta görerek kıymetli bilgilerin olacağını düşünmüştüm. İlk bölümde genel olarak '' inci sözlük '' platformundaki italyan dizilerindeki entrikalara benzer '' O bunu silmiş, o bunu sözlükten atmış, atmaya kalkmış, o bize bunu dedi, bu bize bunu dedi. '' dercesine serzenişlerin ön planda olduğu genel manada okuduktan sonra böyle bir çıkarımda bulunacağınız konular ele alınmış. Küfür, Kadın, Anarşi, Anarşist, Bozbaykuşlar, Özgürlük, Sol sağ, Küpeliler, Yazarlar ve yazmak için yazılan konuları görmekle beraber farklı bir kitap edasına büründürülmüş başlıkların altında yine '' Aga ne diyon sen ? '' dediğim içerikleri okuyarak ilk bölüm sonunda gerçekten ama gerçekten kendi içlerindeki entrikayı görmekten pek hoşnut olmadım.
Böyle olmamalıydı!! Popüler olmak ya da popülerliği devam ettirmek için, biz farklıyız, özgürüz, özgürlük sunuyoruz platformumuzda, bakın şimdide yazıyoruz, kitap bastık dercesine o lanet olası eleştirdikleri yazarlardan hiç bir farklarının olmadığını görmek resmen şunu dedirtti.
'' Aynı bokun laciverti! ''
İkinci bölümde ise ilk sayfa da oooo şahane , müthiş, bu benzetmeler, bu betimleme mükemmel dercesine kelime oyunlarıyla aklı düşünmeye sevk eden bir kalem var dedirtiyor ! Dedirtiyor gibi. Aslında dedirtmiyor! Hiç bir yere sürüklemeyen, düşünmeden alı koyan ve hatta bu arkadaş ne diyor dercesine düşünüp düşünüp bir anlamı olmayan süslü cümleler bütünü. Yav arkadaş sen bu ağızla üniversitede şiir gruplarına, şiir topluluklarına gidip kız tavla!!! Bize böyle cümlelerle gelerek bir şey katamayacaksan ne diye '' Biz farklıyız '' diye bağırıp '' Aynı bokuz '' aslında diye kitap içeriğinde belli ediyorsunuz. Bence böyle bir platformun önderlerinden bu şekilde olmamalıydı. Bazı yerlerde bağlar gibi, hissettir gibi olmasını beklediğim tek seferde başlayıp bitirerek, sizi gerçekten anlamak istediğim ama konuşmak için konuşulmuş olan bir kitaptan daha öteye gidemedi ne yazık ki !
İkinci bölümü yazan arkadaşın '' Realite '' diye bir kelimeyi çok sevmesi bunu her yerde kullanmaya çalışması, ilk okul dersinde çocuğun bir kelime duyması ve bunu yerli yersiz kullanmaya çalışması gibi bir şey olmuş. İkinci bölüm 68-69 sayfadan oluşmakta, her sayfada realite de realite, yani süslü cümleler için ya da anlam katıyormuş gibi böyle saçma sapan bir kullanım çok ama çok amatörce olmuş diye düşünüyorum. Ve anlamakta gerçekten zorlandığım, bazende ayık kafayla yazmamış, kitabı baskıya yetiştirmek için yazmış sanırsam diye düşündüğüm denemeler bütünüyle karşılaşmak bende çok hoş duygular uyandırmadı. İnci sözlüğün içeriği sizler olmadan kendiliğinden oluşmuş ve anlatılmak istenen asıl olgunun, harici kişilerce kaleme alınarak aslında biz buyuz dediğini bir kez daha anladım. İnşaatın temelini kazmanın, inşaatın size ait olduğunu göstermediğini tekrardan bu kitap sayesinden istemsiz şekilde anlamış olduk.
Burada ikinci bölümde yer alan ve genel manada bu şekilde cümle bütünlerine sahip bazı örnekler bırakarak, takdiri siz değerli kitap severlere bırakıyorum.
Bilinçsiz Haykırış - '' Kişisel basiretsizlik ürünlerimizi kaderimizin cilveleriyle kremledikten sonra ortaya çıkacak olan zavallılıklarımızdan iğrenememenin adı olan yalancı kaçışlarımızın özgürlüğünü yaşamalıyız. (Syf 141)
Bilinçsiz Haykırış - '' Sebep olunmayan gözyaşlarının legalize çukurlarda zararsız otlar büyüttüğünü görüp mantıksal çıkarımlarımızın şiddetini artırmanıın cesaretiyle hareket etmeliyiz. ( Syf 141)
Yozlaşmışlığın Tahliyesi Üzerine- '' Ölürken hayata karşı son yalvarmaları kendini legalize eden zavallıların mutlu gülümsemeleri biz gerçek insanların gülmekten bile tiksindirmiştir. Çamur gibi kanları damarlarından akar iken damarlarından akar iken gözlerinden yaydıkları yozlaşmışlığı, ağızlarından döktürkleri cümlelerle sözüm ona onurlarını legalize ederek tahliye etmeleri çok derin bir anlamsızlıktır. Ama hiç bir zaman bilmezler ki yozlaşmışlıklar anlatılarak tahliye edilmez. Hayat bir papaza günah çıkartma şovundan sonra kendini legazlize etmez.'' (Syf 143)
Hayatın Değerliliği ve Psikolojik Saçmalıklar Üzerine - '' Sevgisiz bir çölde, bulanık bir hayatın içerisinde gözlerini açan bir bilgenin yaptığı gibi çoğulu önemsizleştirip tekil gerçeklikler üzerinde durarak hayatın gizemini çözmeye çalışıyoruz.'' ( Syf 145)
Hayatın Değerliliği ve Psikolojik Saçmalıklar Üzerine -'' Önemli olanın insanların bize olan bakış açılarını düzeltmek değil, o bakış açısına lanet katacak düşünceyi en başından sokmamak olduğunu bilsek de ikinci bir şans deneyiminin insanlar üzerindeki psikolojik rahatlığı önümüzdeki yüz yıllarda da yenilemeyecek gibi gözüküyor.'' (Syf 147)
Çalışmak Üzerine- '' Okumadınız mı anlamadığınız kitaplarda yazanları? Uçmayı seviyorsan kanatların olması gerekliliğine sadece uç fikir olarak bakmanın rahatlılığıyla kendisini kandıranların yaşadığı 'yaşadığıysam ne oldu artık kendimi affettim' düşüncesiyle mutlu olmanın onursuzluğundan iğrenmeli. '' ( Syf 149)
Çalışmak Üzerine- ''Kurnazlık yapılarak sevilen hayatın içinde oluşturulan yalan krallıkları, insanın karşısındaki şeyleri olmadıkları gibi gördüğüyle büyütülür. '' ( Syf 151)
Çalışmak Üzerine- ''Ama filozofun dediği gibi; eskiden hastalık olan bugün yalnızca namussuzluktur. Bu hazinevi cümlenin içerisinden çıkarılabilecek yol haritası ile namussuzluk sonrasının nasıl bulaşıcı bir hastalık olduğunu anlatmak gerekirse; zayıflığı ile ortalama bir mutluluğun peşinden koşan bir insanın yapamayacağı bir hareket yoktur.'' ( Syf 151)
Çalışmak Üzerine- '' Hak kavramı içerisinde yer alan gerçekliğin nefes alabilmesinin tek yolu, onu uğraşları dolayısıyla ödüllendirmek ve böylece insanoğlunu erdemlilik fakirliğinde bir üst seviyeye çıkartmaktır.'' (Syf 153)
Çalışmak Üzerine- ''Bir canlı eğer hak etmeyip çalışarak büyük kazanımlar sağlıyor ise, ancak ona yozlaşmış diyebilirim.'' (Syf 153)
Hüzünlenerek Mutlu Olmak Üzerine - '' Gerçekliğin içerisinde nefes alamayan insanların bağlı kaldıkları psikolojik saçmalıklarının yarattığı huzurlu havayı solumaktan kendimizi alı koymamız gerekir.'' ( Syf 156)
Kıpırdanmak Üzerine - '' Basitleştirilmiş ya da basitleştirdikleri duygularını daha mantıklı bir hale getirebilmek adına attıkları adımların, mantıksızlılar dünyasının arazilerinde topraklar almak olduğunu bilmeleri bile onları geri adım attıramaz. '' (Syf 158)
Keskin Bir Koku Olarak Gerçeklik Üzerine- '' Cesaretini yitirmiş bir köpeğin ısırmaktan başka yapabileceği pek bir şey kalmamıştır.'' ( Syf 159)
Keskin Bir Koku Olarak Gerçeklik Üzerine- ''Aklın emniyetinden çıkmış kararlar ile kendini motive etmenin erdemini yaşadığını zanneden bu zavallıların daha fazla nefes almalarını engellemek adına gerçeklerimizi, yani erdemlerimizi, sert bir şekilde entellektüel nükleer silahlarımızla saldırılara karşı hazır tutmamızın gerekliliği kaçınılmaz olandır.'' ( Syf 159)
Bilinçsiz Haykırış - '' Kişisel basiretsizlik ürünlerimizi kaderimizin cilveleriyle kremledikten sonra ortaya çıkacak olan zavallılıklarımızdan iğrenememenin adı olan yalancı kaçışlarımızın özgürlüğünü yaşamalıyız. (Syf 141)
Bilinçsiz Haykırış - '' Sebep olunmayan gözyaşlarının legalize çukurlarda zararsız otlar büyüttüğünü görüp mantıksal çıkarımlarımızın şiddetini artırmanıın cesaretiyle hareket etmeliyiz. ( Syf 141)
Yozlaşmışlığın Tahliyesi Üzerine- '' Ölürken hayata karşı son yalvarmaları kendini legalize eden zavallıların mutlu gülümsemeleri biz gerçek insanların gülmekten bile tiksindirmiştir. Çamur gibi kanları damarlarından akar iken damarlarından akar iken gözlerinden yaydıkları yozlaşmışlığı, ağızlarından döktürkleri cümlelerle sözüm ona onurlarını legalize ederek tahliye etmeleri çok derin bir anlamsızlıktır. Ama hiç bir zaman bilmezler ki yozlaşmışlıklar anlatılarak tahliye edilmez. Hayat bir papaza günah çıkartma şovundan sonra kendini legazlize etmez.'' (Syf 143)
Hayatın Değerliliği ve Psikolojik Saçmalıklar Üzerine - '' Sevgisiz bir çölde, bulanık bir hayatın içerisinde gözlerini açan bir bilgenin yaptığı gibi çoğulu önemsizleştirip tekil gerçeklikler üzerinde durarak hayatın gizemini çözmeye çalışıyoruz.'' ( Syf 145)
Hayatın Değerliliği ve Psikolojik Saçmalıklar Üzerine -'' Önemli olanın insanların bize olan bakış açılarını düzeltmek değil, o bakış açısına lanet katacak düşünceyi en başından sokmamak olduğunu bilsek de ikinci bir şans deneyiminin insanlar üzerindeki psikolojik rahatlığı önümüzdeki yüz yıllarda da yenilemeyecek gibi gözüküyor.'' (Syf 147)
Çalışmak Üzerine- '' Okumadınız mı anlamadığınız kitaplarda yazanları? Uçmayı seviyorsan kanatların olması gerekliliğine sadece uç fikir olarak bakmanın rahatlılığıyla kendisini kandıranların yaşadığı 'yaşadığıysam ne oldu artık kendimi affettim' düşüncesiyle mutlu olmanın onursuzluğundan iğrenmeli. '' ( Syf 149)
Çalışmak Üzerine- ''Kurnazlık yapılarak sevilen hayatın içinde oluşturulan yalan krallıkları, insanın karşısındaki şeyleri olmadıkları gibi gördüğüyle büyütülür. '' ( Syf 151)
Çalışmak Üzerine- ''Ama filozofun dediği gibi; eskiden hastalık olan bugün yalnızca namussuzluktur. Bu hazinevi cümlenin içerisinden çıkarılabilecek yol haritası ile namussuzluk sonrasının nasıl bulaşıcı bir hastalık olduğunu anlatmak gerekirse; zayıflığı ile ortalama bir mutluluğun peşinden koşan bir insanın yapamayacağı bir hareket yoktur.'' ( Syf 151)
Çalışmak Üzerine- '' Hak kavramı içerisinde yer alan gerçekliğin nefes alabilmesinin tek yolu, onu uğraşları dolayısıyla ödüllendirmek ve böylece insanoğlunu erdemlilik fakirliğinde bir üst seviyeye çıkartmaktır.'' (Syf 153)
Çalışmak Üzerine- ''Bir canlı eğer hak etmeyip çalışarak büyük kazanımlar sağlıyor ise, ancak ona yozlaşmış diyebilirim.'' (Syf 153)
Hüzünlenerek Mutlu Olmak Üzerine - '' Gerçekliğin içerisinde nefes alamayan insanların bağlı kaldıkları psikolojik saçmalıklarının yarattığı huzurlu havayı solumaktan kendimizi alı koymamız gerekir.'' ( Syf 156)
Kıpırdanmak Üzerine - '' Basitleştirilmiş ya da basitleştirdikleri duygularını daha mantıklı bir hale getirebilmek adına attıkları adımların, mantıksızlılar dünyasının arazilerinde topraklar almak olduğunu bilmeleri bile onları geri adım attıramaz. '' (Syf 158)
Keskin Bir Koku Olarak Gerçeklik Üzerine- '' Cesaretini yitirmiş bir köpeğin ısırmaktan başka yapabileceği pek bir şey kalmamıştır.'' ( Syf 159)
Keskin Bir Koku Olarak Gerçeklik Üzerine- ''Aklın emniyetinden çıkmış kararlar ile kendini motive etmenin erdemini yaşadığını zanneden bu zavallıların daha fazla nefes almalarını engellemek adına gerçeklerimizi, yani erdemlerimizi, sert bir şekilde entellektüel nükleer silahlarımızla saldırılara karşı hazır tutmamızın gerekliliği kaçınılmaz olandır.'' ( Syf 159)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder